Akşam güneş kaçar ya tepelerin ardına,
Karanlık ağır adımlarla geceye dolar.
Etten sıyrılmış kemik uyandığı zamanda
Gelinin çiçeği sararır, duvağı solar
Kalkar rüyayla gerçek perdeleri aradan
Toprak dolu kafatasları yolları gözler
Açmayın sakın pencereyi onlardır gelen
Ölülerin düğünü, bu düğün kurban bekler
Kurulur büyük şölen kemik tıkırtısıyla
İlahiler söylenir cehennemi anlatan
Yaşar gibi yaparlar o gecenin hırsıyla
Giydirip ölülere roba, smokin, tarlatan
Ve güneş tan yerinin benzine kan verirken
Karanlık, çoban gibi, ölü sürüyü güder
Ceset kokusu dolu gece sona ererken
Bu yıl da korkunç ölülerin düğünü biter.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder