29 Mart 2017 Çarşamba

Mersiye-i Mâhî

Ol denizler sana hayrân idi ammâ mâhî
Seni hapseyledim av eyleyip eyvâh mâhî
(O denizler sana hayran idi ama seni avlayıp hapsettim eyvah balık.)

Salınırdın gece gündüz demeden fânûsda
Gece gelmiş ecel almış seni eyvâh mâhî
(Salınırdın gece gündüz demeden fanusta. Ecel gece gelip seni almış eyvah balık.)

Nice gözler bakakalmış dediler perrine kim
Sana sihâm-ı nazâr rastladı eyvâh mâhî
(Birçok göz senin kanadına bakakalmış dediler. Sana bir nazar oku rastladı eyvah balık.)

Kaddi beyzâ gözü sevdâ kanadın kim perîveş
Mehe hayvânı ne çok gördüler eyvâh mâhî
(Boyun beyaz, gözün siyah kanadın peri gibi olan [sen] aya hayatı çok gördüler eyvah balık.)

Öle dursun diye zâr eylemişem ehl-i semek
Kim gidersin de olar durmaya eyvâh mâhî
(Sen gidersin de onlar durmasın ölsün diye tüm balıklara beddua ettim eyvah balık.)

Nâne Mollâ kamu mâhî gibi ağlar o şehe
Kamu mâhî sana kurbân ola eyvâh mâhî
(Nane Molla tüm balıklar gibi o balıkların şahına ağlar. Tüm balıklar sana kurban olsun eyvah balık.)


12 Mart 2017 Pazar

Vaveyla

Bir sabah İstanbul durdu
Gök yırtıldı, rüzgar soldu
Davul sesi peyda oldu
Gümbür gümbür gümbürdedi
Şehir onları dinledi

Ardarda gulyabaniler
Peri kızları, mahiler
Çığlıklarla zebaniler
Görenler aman diledi
Şehir onları dinledi

Akıncı beyler evvela
Attı nara verdi bela
Kırbaç sesi kişner taya
Karıştı da tan eyledi
Şehir onları dinledi

Semada kadırgalarla
Demirden prangalarla
Kırbaç, zincir, tokmaklarla
Cümle mahkum vira dedi
Şehir onları dinledi

Bir acayip hayal oldu
Minareler çenge durdu
Tüm İstanbul çengi doldu
Alimler kıyamet dedi
Şehir onları dinledi

Ne kıyamet ne de bela
Anladılar bu velvela
Şehrin kalbinden vaveyla
Bu diyar ağlıyor dendi
Şehir onları dinledi

Dediler şehr-i İstanbul
Çağlardır insanlığa kul
Bu debdebe bundan hasıl
İnsanlar sukût eyledi
Sonunda şehri dinledi